Amerikalı medya eleştirmeni Jay Rosen tarafından ortaya atılan “vatandaş gazeteciliği” kavramı günümüzde oldukça önemli bir potansiyele sahiptir.
Özellikle sosyal paylaşım ağlarının hızlı bir ivme kazanmasıyla birlikte bu kavram artık hayatımızın merkezinde yer almaya başlamıştır.
Bilindiği üzere vatandaş gazeteciliği dünya genelindeki büyük medya devlerinin oluşturmuş olduğu sorunları aşabilmek ve alternatif seslere yer verebilmek için ortaya çıkmış yeni nesil gazetecilik anlayışıdır.
İçinde yaşadığımız modern toplumda kültür ve kültürel unsurlar bireylere hızlı bir şekilde sunulurken, birbirinden farklı kaynaklar aracılığıyla farklı türden bilgiler üretilmekte ve yayılmaktadır.
Web siteleri, bloglar ve sosyal paylaşım ağları aracılığıyla artık her birey potansiyel bir haberci halini almıştır.
Akıllı telefon teknolojisinin etkisiyle birlikte çekilen ve kaydedilen videolar bir haber materyali olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Vatandaş gazeteciliği, konvansiyonel olarak tabir edilen geleneksel mecraların da içeriksel olarak değişim yaşamalarına neden olmuştur.Ancak haberin doğruluğu ve kaynağın güvenilirliği konusu vatandaş gazeteciliği aracılığıyla büyük tartışmalara sahne olmuştur.
Özellikle kullanıcıların etik kaygıdan uzak; beğeni ve paylaşım kaygısıyla gelişigüzel bir şekilde paylaşımlarda bulunması dezenformatif ve spekülatif içeriklerin sanal ortamda virüs gibi yayılmasına neden olmaktadır.
Medya etiğine dikkat edilmeden yapılan bu paylaşımlar önüne geçilmeyecek ölçüde hasarların yaşanmasına adeta zemin hazırlamaktadır.
Görüş farklılıklarının açık bir şekilde yansıtılması vatandaş gazeteciliği adına bir kazanımken, bazı kasıtlı paylaşımların çarpıtılarak sunulması ise bir o denli ahlaki sorun oluşturmaktadır.
Medyadaki editoryal sorumluluk vatandaş gazeteciliğiyle birlikte etkisini yitirmiş olsa da bu konu asla ikinci plana atılmamalı ve medya okuryazarlığı konusunda gerekli adımlar mutlaka atılarak, toplumsal bilinç her yaştan her bireye kazandırılmalıdır.
Doç. Dr. Ali Murat Kırık