Hayır ve şer hakikatleri insan oğlunu doğumundan ölümüne kadar hep meşgul edip, hem dünya hem de ahiret hayatını şekillendirir.
Kur’ân gözlüğü insanlığa, şerlerden sakınmak esas olmakla birlikte, hep hayır gözlüğünden bakarak hayatını buna göre şekillendirme gibi müsbet bir bakış açısını tavsiye eder.
Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur: “Olabilir ki, bir şey sizin için hayırlı olduğu halde siz onu kerih (tiksindirici) görürsünüz.. Ve bir şey sizin için şer olduğu halde onu sevebilirsiniz… Allah bilir siz bilemezsiniz.”
Aslında, hayır-şer bakış açısı ekseninden insan hayatı, dünyaya teşrif edip ilk nefesi alışından, son nefesini vermesine kadar, bir okyanusun hayat seyrini yansıtır adeta…
İmtihan sırrının gereği ve adil kaderin bir hükmü olan musîbet ve belâ halleri hayat gemisinin ansızın karşılaştığı fırtınalı haller ve aksilikler olsa da, bu durumun en az zayiatla geçirilip geminin rotasından sapmamış hali ise yolculuğun en kıymetli ve can alıcı noktasıdır.
Yüce Alllah’a (C.C) İman Et Secde Et Tövbe Et Şükür Et Dua Et ve Tevekkül Et…!
“Allahım! Senden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı olduğun şeylere hidayet etmeni isteriz. Sana inanırız, sana tevbe ederiz. Sana güveniriz. Bize verdiğin bütün nimetleri bilerek seni hayır ile överiz. Sana şükrederiz. Hiçbir nimetini inkar etmez ve onları başkasından bilmeyiz. Nimetlerini inkar eden ve sana karşı geleni bırakırız.”
Amin…