Türk demokrasi tarihine sürülen kara lekenin adı “28 Şubat”… Sincan sokaklarında tanklar yürüdü, başörtülü öğrenciler okullarına giremedi. Peki, “Post-modern” darbe olarak adlandırılan sürecin taşları nasıl döşendi? Detaylar haberimizde.
Amaçları demokrasiyi postallar ile çiğnemek, hakları gasbetmekti. Bin yıl sürecek dendi ama öyle olmadı.
28 Şubat 1997. “Post modern darbe” 25 yıl önce gerçekleşti ancak o utancın izleri hafızalardan hala silinmedi.
1995 genel seçimlerinde Refah Partisi sandıktan birinci parti çıkmış, RefahYol hükümetine giden süreç hızlanmış, Necmettin Erbakan’a Başbakanlık yolu açılmıştı.
Seçimlerde halk sandıkta sözünü söyledi ama Erbakan ve Refah Partisi için kolay olmadı. Artık kamuoyunun en çok duyduğu kelime irticaydı. Fişlemeler yapılıyor, başörtülü öğrenciler okullara alınmıyor, ikna odalarında aşağılanıyorlardı.
Üniversitelerde başörtüsü zulmü
Beyazıt Meydan’ı 28 Şubat sürecinde başörtüsü nedeniyle eğitim hakları elinden alınan gençlerin toplandığı sembol nokta haline gelmişti. İkna odalarına alınan gençler başörtülerini çıkarmaya zorlanıyor, aksi taktirde sınavla kazandıkları üniversitelerine alınmayacakları anlatılıyordu.
Medya çok etkiliydi. Manşetlerin hedefinde hükümet üyeleri vardı.
Aczimendiler, Fadime Şahin ve Müslüm Gündüz olayları geniş yankı uyandırdı. Başbakanlık Konutu’ndaki iftar ve Sincan’daki Kudüs gecesi darbe heveslilerinin iştahını kabarttı.
Sincan’da tanklar yürüdü
O geceden 76 gün sonra, tarihe geçen o Milli Güvenlik Kurulu’ndan da 24 gün önce Sincan sokaklarına 20 tank, 15 zırlı araç çıkarıldı. Kendilerince demokrasiye balans ayarı yapmışlardı. Bin yıl süreceği zannedilen sürecin fitili ateşlenmişti. Tankların sesi aslında darbenin ayak sesleriydi.
Başbakan Erbakan istifa etti
Sürece adını veren toplantı 28 Şubat 1997’de Çankaya Köşkü’nde yapıldı. 8 saat 45 dakika sürdü. Hükümete karşı 18 maddelik bir bildiri yayımlandı. Necmettin Erbakan, Başbakanlık’tan istifa etti. Refah Partisi kapatıldı.
Erdoğan, okuduğu şiir nedeniyle hapis yattı
O süreçte dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Siirt’te okuduğu şiir nedeniyle dava açıldı. Erdoğan cezaevinde yattı.
Erdoğan ise durum karşısında şu yorumu yaptı:
“Bu bir aydınlık dönemin başlangıcı olacaktır. Hiç endişeniz olmasın.”
“Bu şarkı burada bitmez”
Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde kurduğu cümle ise 28 Şubat’tan sonra artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının ipuçlarını veriyordu: “Bu şarkı burada bitmez çünkü biz maraton kuşucusuyuz.”
TRT Haber