Karşısında Boyabat
Yapmış ki bir üstâd,
Çıksan neresinden
Dimdik kalesinden
Gök kubbeye yol var
Altın arılardan
Pervane’de bal var
At bağlayacak bir
Halkayla beraber
Çağlarca uzaktan
Kalmış güne yer yer
İzler, bir ayaktan.
Dikkatle okursan,
Her çizgide fal var
Destan gibi tarih,
Gerçekçe masal var;
Pervanede bal var!
Bir kuytuda kısmet,
Bir türbede himmet…
Göklerde ezânlar;
Davetlisi ümmet!
Girmiş ki ikindi,
Mihrapta-şimdi-
Allâh ile kul var!
İnsânları hep mert
Bir, yaşlısı, genci;
Hepsinde adım sert!
En yaşlıyı -hatta-
Hiç sarsamamış dert
Hâlâ, dişe tırnak;
Hâlâ, güle gül var!
Hasbahçede, sorma
Davet, kime kimden?
“Ey yolcu, helâlim;
Gel, tat yemişimden!”
Der bir nice dal var,
Pervanede bal var!
Bir hatları düzgün
Yavruyla görüştün…
Bildin ki bu göğsün
Altında gönül var,
Ağzında ne tatlı
Ses, şive ve dil var!
Derken ona benzer,
Buldun ki büyükler;
Yollar üzerinde
Kaç gönlü sürükler!
Entarilerinde
Bayraktaki al var;
Pervanede bal var!
Arif Nihat ASYA
Fotoğraf:Ünal Karaca