O Şehir de;
Bir tarafta surları karşılıyorsa seni bir tarafta demir parmaklıklar arkasında Karadenizin hırçın dalgalarının sesini işitmişsen;
Yürüyeceksin gezeceksin gönlünce,
mutluyum diyeceksin sevdikçe…
O Şehir de;
Tarihin kokusunu,deniz kokusuyla beraber balık kokusunu da hissetmişsen;
Yalı kahvesin de çayını yudumlayıp maviyi seyretmişsindir doyasıya…
O Şehir de;
Kalenin gölgesinde, napisin la nereye gidisin diye bir ses duymuş isen ;
Samimiyeti hissedersin yüreğinde, her adımın iskeleye hevesle…
O Şehir de;
Güneşin doğuşunuda batışınıda seyretmişsen;
Karakum’uda, Akliman’ıda, Hamsilos’uda, İnceburun’u da ,görmüşsün dür eşsiz kumsallarını da…
O Şehir de;
Tarihi dokusu Türk’ün imzasıyla ise, doğanın gerçek resmi akgöl’de nefeslenmişsen;
Kestane ağaçlarının serinliğinde ,dünyanın en güzel şelaleleri önünde…
O Şehir de;
İşitmişsen abeysinin diyenleri, kalesinden geçmişi seyretmişsen;
Emeği görmüşsündür tuğla fabrikalarının bacalarındaki çıkan dumanında…
O Şehir de;
Çeltik tarlaları ırmak boyu dize dize yeşilin tonlarında han’da durmuş isen;
Yaylalarında buluşursun yan yana,seher vaktinde başlar, dinlersin horozların ötüşlerini…
O Şehir de;
Köylerinde sırık kebabı çevrilirken izlemişsen;
Yazma ekmeğini yemişsindir seride banarak…
O Şehir de;
Olmazsan,bir gün olur gidersen;
Sinop der 57’yi anar, özlemiyle yanarsın…
A&K